Müzik Türleri, Hangi tür müzik dinlersiniz

Thrash Metal

Thrash metal Heavy metal müziginin bir alt türüdür. 1970’li yillarinin sonu ve 1980’li yillarinin başında bi kaç heavy metal gruplarinin alışılmış metal melodilerinin ve rifflerinin içine aşırı hız katmalariyla başlamıştır.

O andan itibaren, thrash metal zor kategorize edilcek birşey ortaya çıkardıklarını ispatlamış bulunmaktadir. Bi çok zaman bi türden diger bi türe atlayış oldugu görülmektedir, ve metal müzigi olmayan türlerinde (klasik müzik ve jazz) bu türün içine katilmaktadir.

Başlangıç

1981 bazi fanlar tarafindan çok kritik bir yıl olarak görülür, ama bazıları daha önceleri thrash metal yapıldigi kanısında. Black Sabatth’in 1975 yılında yapmış oldugu “Sympton of the Universe’ isimli parçada kullanilan ilk riffler, ilk thrash metal riffleridir. Fakat ‘Children of the Grave’ ve ‘Into the Void’ (1971) parçalarindada thrash riffleri vardir. Speed metalin öncülerinden olan Judas Priest ‘Stained Class’ 1978, albümlerinde thrash diyebilecegimiz noktalar vardır. Hatta 1979’da Tyrant isimli şarkının canli versiyonunda thrash metale çok yakin olan riffler kullanilmıştır.

Motörhead’in Overkill albümüyle (1979) New Yorktan çikan bi thrash metal grubu olarak ilk isimdir. 1981’de yazmış olduklari ‘Unleash the Beast Within’ isimli parça ise ilk thrash metal şarkisi olarak bilinir. Hemen peşinden, California’li kisa ömürlü ‘Leather Charm’ ‘Hit The Lights’ isimli parçayi yazmaktaydiki grup dağıldı. Fakat bu grubun en önemli söz yazarlarindan birinin sonradan Metallica grubuna katilmasiyla, Metallicaya nasip olmuştur bu şarkı. Metal Church grubu 1980-1981 yillarinda bi çok deneme kaydi yapmıştir, eski Metallica ve Overkill tarzinda. Fakat yeterince thrash degildi. Ilginç olan, Metallicanin davulcusu, Lars Ulrich, 1980de Metal Church’te çalma teklifi almıştır, fakat bir sure sonra gruptan atilmıştir.

Cok yüksek etkili olan Venom grubu, Welcome to Hell albümünü 1981 yilinda kayit edicekti.
Venom’in thrash metalin gelişmesinde çok büyük bir payi olacakti.
Fakat ilk thrash metal demosu Metal Chruchten gelmiştir, 1981 yilinda Red Skies. Enstrümental bi albüm, thrash, speed ve power metal içermekte. Fazla satış yakalayamadilar. Fakat 1982 yilinda çikarmış olduklari Four Hymns demosuyla bu degişti. Metal Chruch kronologik olarak ilkti.

Metallica ise 1982 de çikarmış olduklari Power Metal demolariyla ikinciydi. Ilk Thrash albümü ise Metallicadan gelmıştir, Kill ‘Em All (1983) ile. Bu arada Avrupali Artillery 1982 de demo albümlerini çikarmışlardi. ‘Their We Are The Dead’ daha çok Black Sabbath müzigine yakindi ama thrash metal hali almışti. Fakat Metallicanin yaptigi müzik kadar hizli degildi, rifflerdeki fikirler benzerdi.

Yükseliş

1984 yilinda, Overkill’in çikarmiş oldugu ikinci demoyla (Feel the fire) ve Slayer’in ‘Haunting The Chapel’ EP’siyle, Thrash Metal müzigi bir yükseliş yaşamıştir.. Exodusun Bonded by Blood ve Slayerin Hell Awaits (1985) albümleriyle daha karanlik ve daha agir soundlarda thrash metal’e yol açmıştir. Kanadali grup, Eudoxis, 1985 yilinda ‘Metal Fix’ albümünü çikarmıştir. Hemen peşinden 1986’da Attack From Above ve 1991 yilinda Open Fire albümleri çikmıştir. 1985te Artillery We Are The Dead albümüyle ve Megadeth’te çıkışlarini yaptilar. Megadeth, thrash metal rifflerini daha çok düşünülmüş speed metal sololoariyla (Judas Priest sololari gibi) birleştirmiştir. Ve 1990’da Rust In Peace albümleriyle en iyi gerçekleştirdikleri sound’i yakaladilar.

1986 yili thrash metal için dönüm yili olmuştu. Bazi o güne kadar çikarilmiş en iyi thrash albümünün çiktigi yildir. Dark Angel, gereginden az deger verilen Darkness Descends albümleriyle, en agir ve hizli thrash albümünü çikarmiştir. Slayrin Reign in Blood albümü, dünyaca klasikler arasinda yer almakta, ve Alman grubu Kreator Pleasure to Kill albümleriyle brutallik konusunda yeni standartlar çikarmıştir, (death metal yapan gruplarda bunlardan etkilenmiştir). Megadeth daha fazla zor olan ve teknik olan Peace Sells … But Who’s Buying? albümünü çikarmıştir. Metallicanin Master of Puppets albümü bu türün daha fazla zor anlaşılmasina sebep olmuştur.

Thrash metal 1980’li yillarin ortasindan bi çok gelişme yaşamıştır ve alt türlerin dogmasiyla bir çok grubu, mesela Death ve Possessed’ide etkilemiştir. Possessed death metal gruplarinin önde gidenlerindendir, 1984 yilinda ilk daha fazla karanlik thrash olan demolarini çikarmışlardir. Bu tarza death metal adi verilmiştir. Ve belkide ilk örnegi Seven Churches (1985) olan death-thrash klasigi olacakti. Bazi gruplar daha öncede söylendigi gibi speed metalle thrash metali birleştirmişlerdir. Örnegin, Helstar, Testamen, Megadeth ve Heaten, görkemli lead gitar işleriyle bilinirler. Daha sonralari Watchtower grubu Energetic Dissambly albümleriyle teknik, caz müzigine benzer söz yazilarina yenilikler katmıştır ve bu Coroner ve teknik death metal gruplari, Atheist, Cynic ve Death tarafindan dahada geliştirilmiştir.

1988 gibi bu tür yeni gruplarin, klasik albümleriyle tam doyuma ulaşmıştir. 1989 yilinda Sepulturanin Beneath the Remain albümüde buna dahildir. Vio-lence, thrash metal’e baya bi geç başlamıştır, vahşi riffler ve hardcore-punk vokalleri kullandilar. Bi çok grup daha thrash metal yapmıştır, fakat türe yenilik katmamışlardır. Bazen Megadeth’in Rust in Peace albümü son çikan en iyi klasik thrash metal albümüdür. Ve bugün bile Megadeth’in en başarılı albümü olarak görülür.


90’li yillarda gelişmeler

Kisa bir sure içinde, post-thrash metal gruplari yeni soundlarla daha fazla yenilikler katacaklar, diger yandan klasik thrash metal yapan gruplar bi kenara itildiler. Yinede 1990li yillard thrash metal dalinda çok iyi iş çıkaranlar olmuştur, mesela Iced Earth, Night of the Stormrider albümüyle, power-metal ve thrash metali birleştirerek. Cogu gruplar daha agir, daha modada olan soundlara yöneldiler, bunlara Machine Head ve Pantera’da dahildir. Bu olay 1990’li yillarda bi çok thrash metal yapan gruplarin dogmasina sebep olmuştur.

Thrash metal 1990’li yillarda, Avrupali Hypnosia ve Carnal Forge (hizli death/thrash)’in çıkışıyla birlikte tekrar tutulmaya başlamıştır. Bazı gruplar Swedish Death metal rifflerine punk etkenleri katmışlardır, The Haunted gibi. Ama özellikleri yüzünden thrash metal müzigine çok uzaktir. Daha sonra Overkill ve Destruction gibi gruplar bi çok modern thrash metal albümü çikarmıştır. Modern thrash metal: geliştirilmiş yapıtlar ve klasik riffler. Exodus’un Tempo of The Damned albümü thrash metal’e başka bir yeniliktir.

ben yorum yapmak istemiyorum şuan ama yapıcam birazda Blues zamanlarına geri dönersek ve Jimmy Hendrix, The Hand, Black Sabbath ve bu yolda devam eden bir çok grupları öne sürerim. eskilerdeki sesiyle şimdikilerin sesini karşılaştırıyorumda şimdikilerde gerçekte iş yok gibi.

sadece marka ve etiket peşindeler.

şunuda unutmamak gerekir.

Bluesdan Rock'n Roll doğdu. Rock'n Rolldan Hard Rock ve Soft Rock kardeşler meydana geldi. En yaramazları olan Hard Rockında HEAVY METAL adında ve yıllarca gençlerin ruhuna işleyecek bir çocuğu oldu.

umarım açıklayıcı bir açıklama olmuştur...

Arkadaşlar Daha işin başında kuyumuzu kendi çenemizle kazmayalım.
Zannediyorsam Ana Başlık açıklamasında ROCK dışındaki müzik türleri diyordu.Mükemmel İçerik "ROCK YOK AMA TRASH VAR METAL VAR DOOM VAR SPEED VAR" olurmu yahu. Halden anlayan bir olarak " eh eh gençlik işte" diyerekten sözümün düzüne geçiyorum.


!!!ROCK VE ROCK'IN OLUŞTURDUĞU AKIMLAR DIŞINDA!!!

Blues, jazz , acidjazz, soul tarzı ve avrupa etnik müzisyenleri ile ilgileniyorum.İlgilenenlede ilgileniyorum.

Saygılarımla Beraber

Hyuuga demiş ki:

Arkadaşlar Daha işin başında kuyumuzu kendi çenemizle kazmayalım.
Zannediyorsam Ana Başlık açıklamasında ROCK dışındaki müzik türleri diyordu.Mükemmel İçerik "ROCK YOK AMA TRASH VAR METAL VAR DOOM VAR SPEED VAR" olurmu yahu. Halden anlayan bir olarak " eh eh gençlik işte" diyerekten sözümün düzüne geçiyorum.


!!!ROCK VE ROCK'IN OLUŞTURDUĞU AKIMLAR DIŞINDA!!!

Blues, jazz , acidjazz, soul tarzı ve avrupa etnik müzisyenleri ile ilgileniyorum.İlgilenenlede ilgileniyorum.

Saygılarımla Beraber

evet erkan abi aynen öyle bende bu görüşü savunduğumu belirtmiştim

[color=#000000]70`lerin başlarında başlayan bir [color:5f46=#000000:5f46]kültür akımı, müzik devrimi, yaşam biçimi. İnsanların canının sıkılması, farklı şeyler yapmak istemesi sonucu; farklı kültürlerin veya düşünce tarzlarının ortaya çıkması. Amerika`da yeşerip Avrupa`ya taşınan bir kültür akımı. Modadan edebiyata, resimden kendi içinde geliştirdigi bir çok sanat akımlarına kadar çok büyük bir altkültürü içinde barındıran bir kültür biçimi. Kabuk degiştirmesiyle 80 ve 90`larda sadece müzik olarak bilinen 4 harfli bir kelime...PUNK.

Andy Warhol`un Velvet Underground`u yaratması ve Velvet`ların müzikte ve kültürde insanların yapamadıklarını yapmaları, farklı olmaları, onları farkedemeseler de punk`ın ilk temel taşları olarak anılacaklardı. Wahol`un kısa metrajlı filmleri gösterilirken Velvet`ların o görüntüler üzerindeki canlı performansları bir konser niteliğinde olmayıp, mükemmel bir gösteri haline dönüşüyordu. Cinsellikten, uyuşturucuya, insan psikolojisine kadar tüm konuları böyle yorumluyorlardı.

Daha sonra David Bowie`nin daha da bu cinsellik temasını sahneye taşıması ve sahne kostümlerinin erkekten çok, kadın kıyafetleri olması bu farklı düşünce tarzını bir anda sokaklara taşıdı. İnsanların topluma başkaldırması, yaşanılan düzene karşı yapılan hareketleri destekliyordu.

70`lerde yapılan hoş, güzel, düzenli, çoğunlukla cıvık romantizm içeren şarkıların yerine sert, düzensiz, sözleri acımasız eleştirilerle dolu, kendinden emin bir müzik olarak ortaya çıktı. David Bowie`nin kostümleri sadece konserler için olmasına karşın, halk bunu sokaklara taşıyarak bir başkaldırı olarak topluma gösterdi. Bu akımla birlikte New York`da boy gösteren New York Dolls`un her zamanki görünüşleri cinselliğin ne kadar da önemli olmadığını savunuyordu.

New York`da bir çok müzik grubu türemeye başladi. Bazilari kalabildi, bazilari silindi. New York`daki eskiden insanlarin seçimlerine göre country müzik çalan klüpler yerini CBGB gibi underground rock çalan klüplere birakiyordu. CBGB`ye bir çok Amerika`dan ve Avrupa`dan insanlar gelip, bir çok grubu seyretme şansina erişiyorlardi. Müzik kabuk degiştirip, daha da basite indirgendi. Bu, sadece 3-4 akordan meydana gelen, kisa sözlü ama devamli insanlara bir şeyler anlatmak isteyen bir müzik türüydü. Hatta bir süre Ingiltere`de çikan bir fan-zinelerde 2 tane akoru tab şeklinde gösterip, bir gitar almalarini veya çalmalarini ve şarki yapip insanlara düşüncelerini aktarmalari söylenmiştir.

İngiltere`de küçük bir moda dükkanı olan Malcolm McLaren, Amerika ziyaretinde çok isminden söz edilen CBGB`yi ziyaret edip, buradaki kültürü İngiltere`ye taşımak istedi. Zaten İngiltere`de bu tür müzikler olduğu halde insanların fazla ilgilenmemesi yüzünden fazla öne çıkamıyordu.

75-76 yıllarında Malcolm McLaren İngiltere`ye döndüğünde kafasında bir grup vardı. Bu grup hırçın, kendinden emin, insanları, hem müzikleri, hem görünüşleri hem de hareketleriyle şaşırtması gereken bir grup olmalıydı. Bu sırada Ramones, Small Faces, Hendrix, Patti Smith gibi insanların kavırları çalmaya çalışan Sex Pistols ile tanışan Malcolm McLaren`ın düşüncelerine uyan tam bir gruptu fakat ön adama ihtiyaçları vardı. O zamanlar McLaren`ın dükkanına takılan dişleri çürük John Lydon`a sordular ve o da direk kabul etti.

Sex Pistols`ın EMI`la anlaşıp, çok iyi para alması, punk dinleyicisi için büyük bir darbe oldu. çünkü acaba artık punk müziği para için mi yapılmaya başlamıştı, gerçekten punk müzik de mi popüler müzikler arasına giriyordu? Hem evet hem hayır. çünkü hiçbir grup çok cazip paralar teklif edilince bunu geri çeviremez fakat ilerki yıllarda artık punk müzik salak MTV`nin salak müziği haline gelecekti...

Amerika ve İngiltere`de 80 sonrası hala kaliteli punk müzik yapılırken bu gruplar underground olarak kalmayı bilmişlerdi. The Exploited, Black Flag, Bad Religion, Minor Threat, Descendents ve daha bir çok grup vardı ve hala da bazıları müzik yapıyorlar.

Punk grupları 70 ve 80`lerde MTV`de çıkamazlarken 90`lara gelindiğinde grunge akımının artık para kazandırmaması sebebiyle punk müziğe yöneldiler ve ABD`de sadece az bir kesimin dinlediği gruplar bir anda müzik marketlerde boy göstermeye, klipleri TV`lerde yayınlanmaya başladı. İnsanlar bir şeyler üretmek yerine tüketme yoluna giderlerken, punk müziği de böyle tükettiler. Kaykaycıların rahat koyması için giyilen bol pantolonlar, sözde punk müzik dinliyen, kaymakla alakası olmayan insanlara özgü olmaya başladı. Saçlar boyandı, çizgili renkli renkli t-shirtler, zaten bol olan kasetler cdler satılmaya başladı ve o eski punk kültür anlayışı unutuldu gitti. İnsanlar artık punk denilince rengarenk giysiler, cıvıl cıvıl ( hippie gibi ), etrafta boy gösteren, hiç bir şey ile alakası olmayan insanları düşünüyorlar.

Esasında yazacak daha çok şey var fakat sıkıldım. Ama PUNK kelimesini söylerken "N" harfini daha da çok vurguluyorum ki insanların kafasına daha iyi yerleşsin, bu yazıyı okuduklarında da PUNK`ın ne olduğu anlaşılsın...
punk para icin veya un icin yapılmazz punk isyan muzigidir genelde anarsizme inananlar dinler we baska insanlar on yargı ıle bakar bu isi para icin yaptıran kurumların en buyugude uzulerek soyluorum mtv dir we punkıda satın almayı basardı gıbı gozukuo...




[aLıntıDır]